Tam zamanlı bir işiniz varken yazı yazmak zor, değil mi? İş yükünüz gün be gün artarken, blogunuza yazmak için ne zaman zamanınız olacak ki!
Ayda 30 makale yazmamı sağlayan bir rutinim var; ve evet, bu doğal olarak olmadı. Yazma alışkanlığı edinmek için her gün bilinçli çaba harcamam gerekti.
Hazırladığım taktiklere daha derinlemesine inmeden önce, ilginç bir bilgi vermek istiyorum. Yaklaşık 10 yıldır kişisel blogumda yazılar yazıyorum. Kimilerini Linkedin de kimilerini sosyal medya hesaplarımda paylaşıyorum. Kimileri hiç etkileşim almıyor kimileri hala çok okunuyor. Beni en çok şaşırtan konu ise yeni tanıştığım birçok kişinin paylaştığım yazılarımı sürekli okuduklarını ve beğendiklerini belirtmesi oluyor. Yani yazılarınız etkileşim almasa da birileri okuyor ve beğeniyor. O halde hadi beni motive etmek için bu yazıyı beğenin, yorum yapın veya paylaşın.
Ve siz de hayatınızda benzer bir değişim istiyorsanız, her gün yazma alışkanlığı kazanmanıza yardımcı olan ve bende işe yarayan 5 taktiğimi sizinle paylaşıyorum:
1. Bir fikir defteri kullanıyorum
Çoğu insan neden her gün yazamaz? Çünkü nihayetinde yoğun bir programdan zaman ayırdıklarında, tüm zamanlarını fikir üretmeye harcıyorlar ve gerçek yazmaya zaman kalmıyor.
Her gün 10 makale fikri not edin. Bu fikirlerin 2’si için ayrıntılı bir taslak oluşturun. Bunun için fiziksel bir defter gerekli değil. Telefonunuzdaki veya bilgisayarınızdaki not alma uygulamasında başlayabilirsiniz. Uzun zaman ben de dijitalde tuttum bu fikirlerimi ama artık bir de fiziksel bir ajanda kullanıyorum. Size de tavsiye ederim.
Hedef, tüm fikirlerinizi ve taslaklarınızı toplamak için bir alan oluşturmak. Böylece yazmaya karar verdiğinizde, sıfırdan başlamak zorunda kalmıyorsunuz. Fikir ve taslaklarınız tek bir yerde olacak. Sadece harekete geçmeniz ve yazmaya başlamanız gerekecek.
2. Hafta sonumu planlamaya ayırıyorum
Tam zamanlı bir çalışan olarak, hafta sonlarına özlem duyuyordum. Haftasonları, tükenmiş zihnimi yeniden ateşleme zamanımdı.
Ancak, her gün yazmaya başladığımda, hafta sonları daha eğlenceli ve verimli hale geldi. Tüm günü Netflix ve rahatlamakla geçirmek yerine, haftamı planlamaya zaman ayııyorum.
Gelecek hafta boyunca blog yazısına dönüştürmek için fikir defterimden 7 konu seçiyorum.
Düşünün: Son bir hafta içinde 70 fikir topladıysanız, sadece 7 tanesini seçmeniz gerekiyor. Çok kolay görünüyor, öyle değil mi? Kendiniz deneyin.
Gelecek hafta için plan yapmak, bir fikir defterinizin olması ile daha kolay hale gelir.
Bu haftalık programı not edin. Ben planlamamı dijitalde yapıyorum. Böylece hem bilgisayar hem de telefonumdan rahatlıkla takip edebiliyorum. Ve böylece tüm hafta boyunca stres olmadan yazmaya hazır oluyorum.
3. Belirli bir yazma zamanım var
Bir göreve belirli bir zaman dilimi ayırmak, görevleri tamamlamamı kolaylaştırıyor.
Benim tam zamanlı işim oldukça yoğun, çoğu insanın olduğu gibi. Bu nedenle, her gün 05:00’ten 07:00’ye kadar yazmak için bir zaman dilimi ayarladım. Bu benim programımın izin verdiği en uygun zamandı. Ancak tercihinize göre siz herhangi bir zamanı seçebilirsiniz.
Bu 2 saat boyunca tüm dikkatimi topluyorum ve derin çalışma yapıyorum. Bu, telefonumu başka odada yani uzakta tutmak, bildirimleri kapatmak anlamına geliyordu.
Tüm dikkatimi yazmaya ayırıyorum ve bu 2 saat boyunca yazmaya odaklanıyorum. İlk başta zihninizi odaklamak zor olabilir. Ancak alışkanlık haline geldikçe, bu belirli zaman dilimi her gün yazmayı daha da kolaylaştıracaktır.
4. İlham beklemiyorum
Tam zamanlı bir işte çalışırken her gün yazmaya başladığımda içimdeki benin bana söylediği bir şey vardı, o da şuydu: İlhamın gelmesini bekleme.
Zaman sıkıntısı nedeniyle saatlerce ilham gelmesini bekleyemezsiniz. Ama başlarda bu o kadar da kolay değildi.
Yazmaya başlamadan önce, sınırlı yazma zamanınız olduğunu unutmayın. 2 saat boyunca yazmanız gerekiyor ve bir makale tamamlamanız gerekiyor.
İster ilhamınız olsun ister olmasın, taslağa bakın ve yazmaya başlayın. Evet, kendinizi zorlamalısınız. Girişiniz, ilk sayfanız doğru başlamadığınızı, yazdıklarınızın saçma olduğunu hissettirebilir. Fakat mekanik olarak yazmaya devam edin.
İlk 200 kelime sonrası akış durumu gerçekleşir. Kelimeler kendiliğinden dökülmeye başladığında yazma akışına girersiniz.
İlhamınızın gelmediği veya saçmaladığınızı düşündüğünüz giriş bölümü ile ilgili endişeleriniz mi var? Düzenlerken geri dönün ve yayınlanmaya hazır bir hale getirin.
5. Yayınlama programım var
Yazdığım makaleyi aynı gün yayınlamıyorum. Yayınlanmaya hazır makalelerimin Notion uygulamasında bir deposu var. Ve şu an son dokunuşları bekleyen tam 139 adet yazı taslağım var.
Peki neden bunları hemen yayınlamıyorum;
• 1000 kelime içeren bir makaleyi 2 saatte tamamlamaya çalışıyorum, ardından bir gün bekliyorum.
• Ertesi gün yazmaya başlamadan önce, önceki günün yazısını çıkarıyor, okuyor ve düzenliyorum. Bir gün daha yazıyı bekletiyorum.
• Bir sonraki gün (yazdıktan 2 gün sonra), yazımı son kez okuyor ve yayın planıma alıyorum.
Bu adımlar biraz iş gibi görünebilir, ancak akışı daha basit ve verimli hale getiriyor.
Aynı zamanda, şu düşünce hep aklınızda olsun – Yazınız asla mükemmel olmayacak.
Hedef, mükemmeli beklemek değil, yayınlamaya değer yazılar oluşturarak düşüncelerimizi geliştirmek.
Son Sözler
Tam zamanlı bir işiniz varken günlük yazma alışkanlığı kazanmak için benim kullandığım 5 yönteme güveniyorum:
- Her gün fikir defteri kullanın.
- Hafta sonlarınızı planlamak için kullanın.
- Belirli bir yazma zamanınız olsun.
- İlham beklemeyin.
- Bir yayınlama programı yapın.
İlk birkaç gün zor olacak. Bu zaman yatırımını değersiz bulabilirsiniz. Ancak sürece güvenin ve devam edin.
Charles Duhigg “Alışkanlıkların Gücü” kitabında şöyle yazar:
Sadece inanın ve harekete geçin. Ben öyle yapıyorum.
İlk yorum yapan siz olun