Dünyada çoğu insan ortalama olmayı hedeflerken, birçok kişi sıradan yollara takılıp kendini rahat hisseder. Bu durumda hepimizin aynı şanslara, terfiler ve toplumun onayına sahip olmaya çalıştığı bir düşünce var. Normal işler, küçük maaş artışları ve anında mutluluk veren şeylere sahip olma umutlarıyla, ortalama olmayı seçmek cazip görünmektedir. Ancak, bu rahat düzende gerçek ilerleme sınırlıdır ve büyük bir şey yapma şansı kullanılmamış kalır. Sadece diğerlerine ayak uydurmaktan ziyade hayatta çok daha ileri gitmek için ya başka bir yol olsaydı? Hayatta sıradan olarak nitelendirilmeyen, genellikle göz ardı edilen ancak sadece altı ayda önemli başarıya yol açabilen stratejilerin izlendiği bir yol düşünün.
En Büyük Zorluk Sizce Nedir?
Belki de çok fazla iş, uyku eksikliği ve sosyal yaşamının Zoom çağrılarına dönüşmesini düşünüyorsunuz. Ancak gerçekte yenmeniz gereken gerçek ejderha dikkatsizliktir. Parlak nesne sendromunu hatırlıyor musunuz? Böcek vızıltısı gibi sürekli olarak sizi rahatsız eden bildirimler? Sadece rahatsız edici değiller, zamanınızı ve odaklanmanızı çalan sinsi hırsızlardır. Cal Newport, “Derin Çalışma” adlı kitabında buna “sığ dikkat ekonomisi” diyor. Bir şeyden diğerine zıplama alışkanlığına sahibiz, asla gerçekten derine inmeden. Ancak işte sır: derinlik süper güçtür. Bunu dalgıçlıkla düşünün. Herkes yüzeyde çırpınırken, siz sığ sularda kürek çekenlerden gizlenmiş fırsatlarla dolu mercan resiflerini keşfediyorsunuz. İşte yapabileceğiniz şeyler: Takviminize “derin çalışma zaman blokları” ekleyin. Telefon olmadan, bildirim olmadan, sadece siz ve göreviniz. Küçük başlayın, belki 5 dakika, belki 10 dakika, belki 30 dakika, ve süreyi giderek artırın. Dikkatinizi dağıtan sisin içinden bir lazer ışını gibi bir şeye dalmış gibi olun. Birkaç konsantre edilmiş patlamada neler başarabileceğinize şaşıracaksınız.
Reddetmeyi (ve Kesinlikle Evet Demeyi) İyi Bir Şekilde Yapmayı Öğrenin
Her şeye evet demeyi, herkesi memnun etmeyi, takvimlerimizi yükümlülüklerle doldurmayı öğrenmişiz. Ancak işte sert gerçek: her şeye evet demek, kendine, hayallerine, iyi olmana hayır demektir. Ryan Holiday’nin “Engel Yolumuzdur” adlı kitabında bize “hayır demek, kişisel özgürlüğün temeli” olduğunu hatırlatır. Kibarca sınırlar koymayı öğrenmek, bencil değil, aksine hayati önem taşır. Enerjinizi ve kaynaklarınızı gerçekten önemli olanlar için önceliklendirmenize izin verir. Bu nedenle, biri size zamanınızı sorarsa, kendinize şunu sorun: “Bu hedeflerimle uyumlu mu? Benim için heyecan verici mi? Değilse, “Hayır, teşekkür ederim” demek, kendinize verebileceğiniz en değerli hediye olacaktır. Tim Ferriss, “4 Saatlik İş Haftası” adlı kitabında buna “Pareto Prensibi” diyor: sonuçlarınızın %80’i faaliyetlerinizin %20’sinden gelir. Bu nedenle, iğneleyici etki yaratan, çıtayı yükselten yüksek etkili görevleri belirleyin ve zamanınızı onlar için sıkı sıkıya koruyun.
Küçük Alışkanlıkların Sanatını Öğrenin
Bir havai fişekten daha hızlı sönen epik kararları unutun. Gerçek oyun değiştirici, mikro değişimlerde, küçük, görünüşte önemsiz alışkanlıklarda gizlidir ve zamanla büyük bir başarıya dönüşür. Bunu bir dağ inşa etmek gibi düşünün, birer çakıl taşıyla. Yeni bir dil öğrenmek istiyor musunuz? Her sabah 5 dakika Duolingo yapın. Daha sağlıklı bir yaşam tarzı mı hedefliyorsunuz? Bir kola yerine günde bir bardak su için. Bu küçük, tutarlı eylemler ilerleme sağlar, büyük eylemler ise başarı karşısında kolayca çözülür. İlerleme bir maratondur, bir sprint değil. Küçük adımlar, sürekli olarak atılırsa, son çizgiye ulaşılır.
Geleceğin Beklenmeyen Değeri
Parayı unutun, merakı kucaklayın. Dünya hızla değişiyor. Dün değerli olan beceriler, yarın eskimiş olabilir. Peki geleceğin parası ne olacak? Merak! Öğrenmeye, keşfetmeye, noktaları birleştirmeye karşı açık bir istek. Bir çocuğun gözlerini açarak sadece bakmakla kalmayan, deneyimleyen bir şekilde bir kaleydoskoba bakan çocuk gibi. “The Matrix” filmini hatırlıyor musunuz? Kahraman Neo, kung fu’yu beynine doğrudan indirerek öğreniyor. Gerçek hayattaki öğrenme belki bu kadar bilim kurgu değil, ancak ilke hala geçerli. Merak, geleceğin download düğmesidir. Çeşitli kaynaklardan öğrenme isteğinizi yakıt olarak kullanır, deney yapar ve kalıpları kırarsınız. Josh Waitzkin’in “Öğrenmenin Sanatı” adlı kitabında, doğru yaklaşımla herkesin herhangi bir alanda usta olabileceğini savunur. Merak potansiyelinizi açan anahtardır.
Beklenmeyen Müttefik Cebinizde
Kendinle dost ol. Hepimizin bir gölge benliği vardır, korkularımızın, güvensizliklerimizin ve gizli arzularımızın yer aldığı bir depo. Çoğu insan onu bastırmaya çalışır, ancak bu bir yanardağı susturmaya çalışmak gibidir. Baskı artar, sonunda yıkıcı davranışlarla patlar. Bu nedenle, gölgenizle savaşmak yerine, onunla dost olun. Varlığını kabul edin, motivasyonlarını anlayın ve enerjisini sizi ileriye taşımak için kullanın. Viktor Frankl’in “İnsanın Anlam Arayışı” adlı kitabında, acı içinde anlam bulmanın, zorlukları aşmanın anahtarı olduğunu savunur. Gölgeniz sizin acınızdır, ancak aynı zamanda yakıtınız da olabilir. Bu yakıtı kullanarak güçlü yönlerinizi aydınlatın, korkularınızı cesaretinize rehber yapın ve fısıltılarına kulak vererek yolunuzu bulun.
İlk yorum yapan siz olun