Dünya genelinde 29 Temmuz (yani bugün) itibarıyla yıllık doğal kaynakları tükettik ve gelecek yılın doğal kaynaklarından kullanmaya başladık. Ülkemiz ise bu yıl dünya ortalamasından 32 gün önce tüketti doğal kaynaklarını.
Küresel Ayak İzi Ağı’nın (Global Footprint Network–GFN) açıkladığı rakamlara göre, 1 yıllık doğal kaynakların tüketim günü olan Küresel Limit Aşım Günü, bu yıl dünyada 29 Temmuz, Türkiye’de ise 27 Haziran olarak belirlendi.
Konuyla ilgilenenler varsa aramızda aşım gününün her yıl biraz daha erken bir tarihe kaydığının çok iyi farkındalar. Geçtiğimiz yıl olan 2018’e geriye dönüp hatırladığımızda Türkiye Limit Aşım Günü dünya ortalamasından 21 gün önce, 11 Temmuz’daydı.
İnsan faaliyetlerinin doğa ve doğal kaynaklar üzerindeki baskısını sembolize eden tarih, ‘ekolojik ayak izi’ kavramını da yeniden gündeme getiriyor. Tüketilen kaynakları üretmek ve yaratılan atığı bertaraf etmek için gereken toprak ve su alanını işaret eden ekolojik ayak izi büyüdükçe limit daha erken aşılıyor. Daha anlaşılır şekilde ifade etmek gerekirse; 1 yıl yetecek yiyeceğimiz, enerji kaynağımız olsun. İşte biz bu kaynakları bugün itibariyle tüm dünya olarak bitirdik. Bugünden 31 Aralık’a yani yılsonuna kadar 2020’nin doğal kaynaklarını kullanmaya başladık. Yalnız bu açıklamalarda benim dikkatimi çeken bu hesaplamalarda hep yılbaşlarında bu hesaplamaların sıfırlanması. Aslında son 2 yıla baktığımızda 3 yıllık doğal kaynağı tükettik. Ve bu durum gittikçe hızlanıyor. Durum çok vahim. Son yıllarda yaşanan aşırı yağışlar, kuraklıklar, aşırı sıcaklar işte bu sebeplerden ötürü yaşanmakta.
Limit aşımının her sene geri gitmesinin temel nedenleri ise plansız ve kar odaklı sanayileşme ile yaşam tarzı. Toplumun her an daha fazla tüketime itildiği, kullan-at ürünlerin arttığı, enerji politikalarının vasıfsızlaştığı, petrol temelli sanayi ve yaşam tarzı (karbon ayak izi) gibi etkenler limit aşımını hızlandırıyor. Yine aynı şekilde kent planları, gıda üretim modelleri de aşımda önemli etkiye sahip.
“Türkiye, iki Dünya varmış gibi yaşıyor”
Dünya Limit Aşım Günü’nün 29 Temmuz olması insanlığın sanki 1 değil, 1,8 dünya varmış gibi tüketerek yaşadığını ortaya koyuyor. Bu tarih 2015 yılında 13 Ağustos, 2016’da 8 Ağustos, 2017’de ise 2 Ağustos olmuştu.
Her ülkenin kaynak kullanım hızı farklı olduğu için Limit Aşım Günü ulusal bazda değişiklikler gösteriyor. Türkiye’nin ulusal limit aşım günü bu yıl 27 Haziran oldu. Doğal kaynaklarının sağladığı 1 yıllık potansiyeli 27 Haziran’da tüketmiş olan Türkiye sanki 2 dünya varmış gibi yaşıyor.
Bu durum doğanın bize 2019 yılı boyunca kullanmamız için sunduğu kaynakları, 6’ncı ayın sonunda tüketmiş olduğumuz anlamına geliyor. Limit Aşım Günü her yıl biraz daha erken bir tarihe kayıyor. 2018’de Türkiye Limit Aşım Günü dünya ortalamasından 21 gün önce, 11 Temmuz’daydı. pic.twitter.com/s3a5pZZvKT
WWF-Türkiye (@WWF_TURKIYE) 27 juin 2019
Kaynakları sınırsız bir şekilde tüketmenin sonucunda tüm dünyada ormanlar yok oluyor, balık kaynakları tükeniyor, tatlı su sıkıntısı doğuyor, biyoçeşitlilik yitiriliyor.
İyi tamam da kötü gidişatı nasıl durdurabiliriz sorusunu soranlar varsa devam edelim;
- Küresel Ayak İzi Ağı’nın, kötü gidişatı durduracak 4 ana çözüm alanı şöyleymiş:
- Kentlerde otomobil kullanımı yüzde 50 azalırsa, Dünya Limit Aşım Günü sadece 12 gün ilerliyor.
- Aynı şekilde insanlığın çevre üzerindeki karbon ayak izi yüzde 50 azaltıldığı takdirde 93 gün kazanmış oluyoruz.
- Gıda israfı yüzde 50 azaltılırsa bu sefer 38 gün kazanılabilir.
- Son olarak dünyadaki bütün ailelerde, gelecekte bir çocuk az doğması durumunda 2050 itibarıyla Dünya Limit Aşım Günü sadece ve sadece 30 gün gerileyebiliyor.
İlk yorum yapan siz olun