Geçtiğimiz günlerde bir hafta sonunda yani malum sokağa çıkma kısıtlamalarının uygulandığı günlerde iyi giden kitaplardan bir tanesiydi Fareler ve İnsanlar.
Farkındayım son zamanlarda kısa kitaplar okuyorum ama sürekli evde olunca neden daha uzun kitaplara kendimi veremiyorum. Halbuki evdesin işte ama olmuyor bir türlü. Size de oluyor mu bu durum.
Bu arada kitabı okurken sürekli aklıma Yeşil Yol filminde ki John Coffey geldi.
Romanın bir yerinde ten rengi yüzünden çiftlikteki diğer çalışanlarla kağıt oynaması, konuşması, aynı odada uyuması bile yasak olan zenci Crooks der ki “insan çok uzun süre yalnız kaldı mı hastalanır, yalnızlıktan hastalanır.” Sınıf farkları, ezen ezilen, ırkçılık vs pek çok konuda sözü olan bir roman Fareler ve İnsanlar ama benim için en çok “sen varsın benim yanımda ve ben varım senin yanında. Biz ikimiz hep birbirimizin yanındayız, işte böylece bizi düşünen biri var bu dünyada“nın romanı. Birlikte hayal kurabilmek, bir sobanın etrafını paylaşabilmek, birlikte ekmek, biçmek, üretmek istemek için illa “aynı” dünyaların insanı olmak gerekmediğinin, “insanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı olmadığı“nın romanı…
İlk yorum yapan siz olun