Mimar ve fotoğraf sanatçısı Ahmet Ertuğ bir fotoğrafı çekmek için ortalama 1 saatini çekeceği noktayı belirlemek için harcıyormuş. Ardından o noktadan birkaç gün gözlem yaparak ışığın en güzel günün hangi saatinde olduğunu gözlemliyormuş. Kimi zaman mevsimsel güneş açıları için aylarca gözlem yaptığını söylüyor ve ardından tamamdır dediğinde “1 tane” fotoğraf çekiyor.
Yukarıdaki ve altta ki fotoğrafları ise ben 10 saniye içinde çektim. Ve 10 saniye sonra ise hatırlamayacaksınız bile.
Geçen gün Trt2’de Ahmet Ertuğ’un hikayesinin anlatıldığı bir program izledim.
Ahmet Ertuğ Londra’da mimarlik eğitimi görmüş ve 1974’de Architectural Association School of Architecture’dan mezun olmuş. İngiltere, İran ve Türkiye’de mimar olarak çalışmış. 1972 yılında Londra’ da Karayip festivallerinin fotoğraflarını ve Londra’da kentsel yaşam ile ilgili fotoğraflar çekmiş. 1979’da kazanmış olduğu Japan Foundation ödülü ile bir yıl boyunca, Zen bahçelerini, festivalleri ve antik tapınakları fotoğraflayarak Japonya’yı dolaşmış. Bu süreç zarfında da kendini tamamen fotoğraf sanatına adamaya karar vermiş. Sayısız ödüller, özel davetler almış. Fotoğraf kitaplarını basacak kalitede matbaa olmadığından kendi matbaasını kurmuş.
Çok basit görünen anlık bir iş için bile “emek” verildiğinde ortaya çıkan farkı bir kez daha iliklerime kadar anladım.
İlk yorum yapan siz olun