Hayatın her döneminde, bazen bilinçli bazen de farkında olmadan, ama sürekli olarak bir amacın peşinde koşarız. Ne güzel değil mi? Hayat yolculuğunu tek başımıza zorlukla tamamlıyoruz ve genellikle ebeveynlerimizin yönlendirdiği bir rota izliyoruz. Hayat, çocukluğumuzun koruyucu kollarında geçer, yıllar boyunca ebeveynlerimizin bizi yönlendirdiği bir süreçtir ve sonunda kendi ayak izlerimizi bırakacağımız bir yolculukta ilerlemeyi öğreniriz.
Okul çantalarını omzumuzda taşıdığımız günlerden, kalbimizde ağır bir yük taşıma sorumluluğuna kadar birçok evrede bu yolculuğu deneyimleriz. Arkadaşlarımızla keyifli sohbetlerden, hayatımızdaki olumsuzlukları görmezden gelmeye kadar birçok deneyim yaşarız. Ebeveynlerimizin verdiği harçlıkları harcamaktan, onlar için daha iyi şeyler yapmak uğruna kendimizi adamaya kadar farklı aşamalardan geçeriz. Arkadaş grupları kurmaktan, hayatın iniş çıkışlarını deneyimlemeye kadar uzanır bu serüven.
Sinematik aşk hikayelerinin büyüsünden, karnının içinde kelebeklerin uçuştuğu anlara kadar hayat bize her zaman bir çeşit heyecan sunar. Hayatın anlamını düşündüğümüzde, kendimize “Ben kimim ve ne yapıyorum?” sorusu sık sık gelir. Elbette, bazı arkadaşlarımız gerçek tutkularını takip ederken görülebilir. Üniversiteye gireriz, yeni arkadaşlar ediniriz, derecelerimizi alırız, iş hayatında yer buluruz, bu güzel bir süreçtir. Ama hiç içsel olarak “Acaba gerçekten benim için olan bu mu?” diye düşündünüz mü?
Gerçek tutkunuzu bulmak için asla geç değildir! Sadece içinde olduğunuzda size coşku veren bir şeyi bulmak, insanı daha da mutlu eder. Belki nereye gittiğini tam olarak bilemeyen bir yolculukta ilerliyormuş gibi hissettiğiniz zamanlar olur. Ancak endişelenmeyin, Yaratan her zaman daha iyi planlar yapar sizin için.
Her ne olursa olsun, gerçek tutkularınızı takip etmek için hiçbir zaman geç değildir. İçtenlikle sevdiğiniz bir şey için mücadele etmek, sevmediğiniz bir şeyle mücadele etmekten daha değerlidir. Pakistan’ın Demir Leydisi Muniba Mazari’nin şu sözlerini hatırlıyorum: “Çok çalışıyorsunuz, para kazanıyorsunuz. Ama hayat bu kadar basit değil. Birinin zihnindeki tüm olumsuz düşünceleri silen kişi siz olduğunuzda, gerçek anlamı yakalarsınız. Eğer bugün birinin gülümsemesinin sebebi sizseniz, işte o gün yaşıyorsunuz demektir.” Bu sözler ne kadar derin ve anlamlı değil mi? Her duyduğumda içimi güçlendiren ve motive eden sözler bunlar.
Sizi gerçekten sevenlere sevgi göstermek için asla geç değildir. Bu hayatta yalnız seyahat edersiniz ve taşıdığınız en değerli şey deneyimler ve hatıralardır. Annenize ne kadar değerli olduğunu ifade etmek için asla geç değildir. Hatalar yapmak ve bu hatalardan ders çıkarmak için asla geç değildir. Sebepsiz yere en yakınlarınızı mutlu etmek ve “Senin en iyi arkadaşın olacağım, ne olursa olsun” demek için asla geç değildir.
Uzun süre endişelenmeyi bırakmak için asla geç değildir. Gelecekteki hedeflerinizi belirlemek ve adım atmaya başlamak için asla geç değildir. En sevdiğiniz noktalara doğru yol almak için asla geç değildir. Kendinizi anlamak için küçük bir mola vermek için asla geç değildir. İçinizdeki duyguları ifade etmek için asla geç değildir. En sevdiğiniz filmi tekrar izlemek için asla geç değildir. Özür dilemek ve insanları affetmek için asla geç değildir. Kendinizi takdir etmek için asla geç değildir. Şimdi gülümsemek için asla geç değildir.
Unutmayın, gülümsemeye devam etmek her zaman en iyi seçenektir!
İlk yorum yapan siz olun