Kabirleri severim. Ayrı bir huzuru var. Derdin mi var, sıkıntın mı var; birçoğunun boş olduğunu fısıldıyor. Yok küçük değil büyük bir derdin mi var; o büyük derdinin de bir sonu olduğunu hatırlatıyor. Muhteşem değil mi? Alıyor yükünü. Ama bir başka özelliği de var kabirlerin. Şu an dünyada olsalar “hayatta” yanına yaklaşayamayacağın kişilerin dibine kadar gidebiliyor, onlarla konuşabiliyorsun. Misal koskoca İstanbul’un Fatihi Sultan Mehmet Hanın hocasının yanındayım. Bende ki şu lükse bakar mısınız!!!
Ve bu paylaşımı da Akşemseddin’in Fatih’e öğüdü ile bitirelim; “Her işe besmele ile başla. Temiz ol, daim iyiliği adet edin. Tembel olma, namaza önem ver. Nimete şükret, belâya sabret. Dünyanın mutluluğuna mağrur olma. Kimseye kızma, etme cefa. Kimsenin nimetine haset etme. Kimseyi kötüleyip kaht etme (atıp tutma). Senden üstün olan kimsenin önünden yürüme. Çok uyumak kazancın azalmasına sebep olur. Akıllı isen yalnız yolculuğa çıkma. Gece uyanık ol, seher vakti Kur’an-ı Kerim oku. Daima Allahu Teâlâ’ya hamd et. Hem cehennem azabından endişeli ol, kork. Gücün yeterse haset kapısını kapat, hasedi terk et. Kendini başkalarına methetme. Namahreme bakma, harama bakmak gaflet verir. Kimsenin kalbini kırıp, viran eyleme. Edepli, mütevazı ve cömert ol.”
İlk yorum yapan siz olun