“Olmuyor, telefondan uzaklaşmam ve kitap okumam gerekiyor ama çoğu zaman olmuyor.” şeklinde serzenişleriniz sizinde var biliyorum. Akşamları tvde izlenecek bir şey olmadığı için ister istemez telefonlara yöneliyoruz. Ama artık kitap okumanın vakti. Bu konuyla ilgili internette dikkatimi çeken ve bende de işe yarayan tavsiyelere yer verilen aşağıda ki yazıyı okumanızı tavsiye ederim.
1. Kolay kitaplarla başlayın
İlk maddede demişler ki, birden çotank diye Tolstoy’un Savaş ve Barış’ına dalacağınıza daha kolay bir şeylerle başlayın. Pek çok okur gaza gelip, zorlu olmalarıyla bilinen bu kitaplara düşüyor ve sonradan hüsrana uğruyormuş.
2. Öykülerle, kısa hikayelerle başlayın
Kitap okuyamıyorum diyenlere bir diğer öneri de daha kısa metinler okumaya çalışmaları. Bu mantıklı aslında; dikkatinizin dağılmaması gereken süre de daha kısa olur böylece. Bunu deneyeceğim ben.
3. Farklı türde kitaplar deneyin
Normalde mesela polisiye seviyorsanız, daha eğlenceli, çıtır çerez bir şeyler seçebilirsiniz demişler. Denemeye değer tabii ama benim okumadığım tür var mı ki? Gerçi chick-lit kategorisinden eğlenceli bir kitap bulabilirsem, neden olmasın. Var mı önerisi olan?
4. Bir kitaba baş koymadan önce 69’uncu sayfayı okuyun
Başlığı ilk gördüğümde inanılmaz saçma geldi ama evet, öyle diyor mentalfloss. Hatta mentalfloss da değil, John Sutherland isimli bir İngilizce profesörü öneriyor bunu. Neden 69 olduğunu anlamadım ama işin özü şu: 69’uncu sayfa size hitap etmiyorsa, merakınızı, heyecanınızı depreştirmiyorsa o kitabı hemen elinizden bırakın.
5. Elinizdeki kitaptan hoşlanmadıysanız, zorlamayın
Buna inanıyorum ben. İlk 50 sayfada (hatta bazen daha bile erken fark ediyorum bunu) kitap sarmıyorsa onu bırakıp, farklı bir kitaba geçiyorum. Eskiden zorlardım, “başladım; bitireceğim” diye. Deli miymişim, neymişim?! Kimin o kadar zamanı, sabrı var ki? Bu konuda yalnız olmadığınızı da bilin; GoodReads, insanların bitiremediği, yarım bıraktığı kitaplar listesi yapmış mesela. Bazılarına çok şaşırdım (Amerikan Tanrıları mesela) ama herkes, her şeyi sevecek diye bir şey yok. Kitap okuyamıyorum moduna girmektense bir kitabı yarım bırakmayı tercih ederim.
6. Sesli kitap dinleyin
Bakın bu da iyi bir seçenek. Kitap okuyamıyorum ama dinleyebilirim! Okumak gibi olmuyor ama biri size hikâye anlatıyor gibi düşünün. Okuyamama durumunun dibine vurmadan önce denedim mesela, Şebnem Burcuoğlu’nun Çevrimdışı Aşk kitabını okumak yerine yürüyüş yaparken, ütü yaparken, yattığımda dinledim ve gayet güzel oldu. Sesli kitap denemek isteyenler için Storytel’i tavsiye derim; tek kitap fiyatına bir ay boyunca dilediğiniz kitabı dinleyebiliyorsunuz. Ayrıca 14 gün de ücretsiz deneyebiliyorsunuz.
7. Teknolojiden uzak durun
Bu benim için hiç gerçekçi değil; internet çekmedi mi krize girenlerdenim. Bunun da yakın zamanda değişeceğini sanmıyorum. Ama “teknolojiden uzak durun” kısmına katılıyorum. Şu aralar mesela kitap okumak için oturduğumda telefonumun sesini kapatmaya çalışıyorum en azından. Ara verdiğimde yine bakayım ama tam cümlenin ortasındayken de iş mailim ötmesin kardeşim! Ya da iş telefonu gelmesin! (Ki bu hep oluyor; gece bile ötüyor; buna bir çare bulmam lazım.)
8. Eski favorilerinizden birini okuyun
Bu da aklıma yattı. Yılı Jane Eyre ve Küçük Kadınlar okuyarak bitirmeyi planlıyorum. Hem zaten uzun zamandır küçükken okuduğum klasikleri tekrar okumak istiyordum çünkü 1) hatırlamadığım çok ayrıntı var, 2) o zaman neler anladığımı hatırlıyorum ama şimdi kim bilir neler kaçırdığımı da fark edeceğim. Harry Potter’ları da yeniden okumaya başlamıştım mesela, oradan da devam edebilirim. Ben bu yazıyı yazmaya çalışırken bile moralim biraz düzeldi sanki. Shirley Jackson’ın Tepedeki Ev’ini yeni bitirip, dün gece Feminist Dövüş Kulübü’ne başlamıştım. Tepedeki Ev çok iyiydi mesela ama 232 sayfayı okumam bir ayımı aldı; anlıyorsunuz, değil mi? Bakalım, şimdiden sonra neler olacak….
İlk yorum yapan siz olun