Rezonans Kanunu nedir?

Bazı kitaplar vardır ki, sayfaları arasında gezinirken sanki bambaşka bir dünyanın kapılarını aralarsınız. Pierre Franckh’ın “Rezonans Kanunu” da işte böyle bir eser. Bengisu Akipek’in zarif çevirisiyle Türkçeye kazandırılan bu kitap, Koridor Yayıncılık tarafından yayımlanmış. Elime aldığım ilk andan itibaren, içimde bir merak ve heyecan dalgası yaratan bu kitap, iç dünyamı aydınlatan bir fener oldu adeta.

Rezonans Kanunu Nedir?

Evrende her şeyin bir titreşim ve enerji olduğunu söyler, Rezonans Kanunu. Bu yasanın kalbinde, düşüncelerimizin ve duygularımızın yaşamımıza şekil verdiği gerçeği yatıyor. Evrenin derinliklerinde yankılanan her bir düşünce, her bir duygu, hayatımıza yansıyan birer yansıma olarak geri dönüyor. Olumlu düşüncelerle dolup taşan bir zihin, hayatına ışık ve mutluluk çekerken, olumsuz düşüncelerle kararmış bir zihin ise karanlığı ve sıkıntıyı davet ediyor. Rezonans Kanunu, bizi bu büyülü döngünün farkına varmaya ve onu bilinçli bir şekilde kullanmaya davet ediyor. Kitapta bu prensip şu şekilde özetleniyor: “Hayatımızda neyi deneyimliyorsak, onu içimizde taşıyoruz demektir.”

Kitaptan Önemli Dersler

Pierre Franckh’ın kaleminden dökülen her kelime, adeta ruhuma işledi. Kitapta sunulan pratik yöntemler ve egzersizler, düşüncelerimizi ve enerjimizi nasıl olumluya çevirebileceğimizi gösteriyor. Günlük yaşamıma dâhil ettiğim kısa meditasyon / niyet / dua seansları ve görselleştirme teknikleri, ruhumun derinliklerine bir dinginlik ve huzur kattı. “İç dünyamız ne kadar huzurluysa, dış dünyamız da o kadar huzurlu olur” diyor Franckh ve bu sözü hayatıma uyguladığımda gerçekten de çevremdeki değişimlerin farkına vardım. Sabahın ilk ışıklarıyla başladığım istekler, dualar, gün boyu içimde yankılanan bir melodi gibi beni rahatlatıyor ve enerjimi yükseltiyor.

Kitabın Güçlü Yönleri

Kitabın dili, bir şairin dizeleri gibi akıcı ve etkileyici. Pierre Franckh, karmaşık kavramları öylesine sade ve anlaşılır bir dille anlatmış ki, her cümle zihinlerde berrak bir görüntü oluşturuyor. Bu anlaşılabilirlik, kitabın en büyük gücü olarak öne çıkıyor. Ayrıca, yalnızca teorik bilgileri sunmakla kalmayıp, bu bilgileri hayatımıza nasıl entegre edebileceğimizi adım adım göstermesi de kitabı özel kılıyor. Her sayfa, okuyucusuna yeni bir kapı aralıyor ve içsel bir yolculuğa davet ediyor. Franckh’ın şu sözleri, kitabın ruhunu özetler nitelikte: “Evrene gönderdiğimiz her düşünce, her duygu, boomerang gibi bize geri döner.”

Kalpten Gelen Duaların Gücü

Kitapta yer alan en dikkat çekici bilgilerden biri, kalpten gelen isteklerin ve duaların beyinle yapılanlardan yaklaşık 5000 kat daha fazla enerji – rezonans yaydığı bilimsel olarak tespit edilmiştir. Bu, “kalbin gücü” kavramının ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Franckh’ın şu sözleri bu gerçeği destekliyor: “Kalbinle istemek, evrenin kapılarını açmanın anahtarıdır.” Bu, Müslüman kültüründeki kalpten edilen duaların mutlaka kabul olacağı inancıyla birebir örtüşmektedir.

İslam’da, kader inancı, dua ve niyetin gücü, pozitif düşüncenin etkisi, hedefe yönelik ibadet ve çalışma prensipleri, ve kalbin safiyeti gibi kavramlar, Rezonans Kanunu’nun özünü oluşturan düşüncelerle büyük ölçüde örtüşmektedir. Biz müslümanlar için dua, sadece bir dilek değil, aynı zamanda enerjinin yönlendirilmesi ve hayatın olumlu bir şekilde şekillendirilmesidir. İslam’ın “iyi düşün, iyi olsun” ve “hayırlı niyetler” öğretisi, Franckh’ın evrene gönderdiğimiz düşünce ve duyguların bize geri döneceği fikriyle tam olarak örtüşmektedir.

Kitabın Zayıf Yönleri ve Eleştiriler

Her ne kadar kitap ruhuma hitap etse de, bazı bölümlerde tekrara düşen anlatımlar, akıcılığı zaman zaman sekteye uğratabiliyor. Ayrıca, rezonans yasasının bilimsel temelleri üzerine daha derinlemesine bir açıklama bekleyenler için, bu noktada bir eksiklik hissedilebilir. Bilimsel bir dayanak arayan okuyucular için daha fazla kanıt ve açıklama sunulabilirdi. Bununla birlikte, Franckh’ın şu sözleri bu eleştirileri yumuşatabilir: “Bazen bilmek yetmez, hissetmek gerekir.”

Sonuç

“Rezonans Kanunu”, hayatıma dokunan, içsel dünyamı aydınlatan bir eser olarak kalbimde yer etti. Pierre Franckh’ın rehberliğinde, düşüncelerimin ve duygularımın gücünü fark ettim ve bu güçle yaşamımı daha olumlu bir şekilde şekillendirmeye başladım. Kişisel gelişim ve spiritüel arayış içinde olan herkesin bu kitabı okumasını gönülden tavsiye ederim. Hayatında değişim ve dönüşüm arayanlar için, bu kitap adeta bir pusula görevi görecektir. Franckh’ın bize hatırlattığı gibi: “Kendi iç dünyamızda yarattığımız her şey, dış dünyamızda vücut bulur.”

Siz de bu kitabı okuduysanız ya da okumayı düşünüyorsanız, düşüncelerinizi ve deneyimlerinizi paylaşmaktan çekinmeyin. Kitapla ilgili sizin de görüşlerinizi duymaktan büyük mutluluk duyarım.