Ekim 2020’de Netflix’te yayınlanan bir mini dizi olma özelliğinin dışında satranca olan ilginin artmasına vesile olan son zamanların ses getiren ve çokça konuşulan bir yapım. Walter Tevis’in 1983 tarihinde basılan romanından uyarlanması da bir diğer dikkat çeken özelliği. Başrolünde göz yapısı dikkat çeken Anya Taylor-Joy oynarken yardımcı karakterlerde Harry Potter’ın Dudleysi olarak bildiğimiz ve benim yine göz yapısından dikkatimi çeken Harry Melling ve GOT’un, Jojen Reed’i olarak tanıdığımız Thomas Brodie- Sangster yer alıyor. Umarım bu gözlerin dikkat çeken yapısı sadece benim dikkatimi çekmemiştir.
Ana teması, satranç dehası olan Beth’in 9 yaşında satranç öğrenmesiyle başlayan hayatı. Satranç hakkında hiçbir fikri olmayanların dahi keyifle izleyebileceği hatta satranca ilgi duymalarını sağlayan bir dizi. Beth’in eyalet şampiyonluğundan, dünya şampiyonluğuna uzanan yolculuğunu izlerken bir kız babası olarak bir kadının yaşadığı güçlüklere rağmen ne kadar başarılı olması insanı içten içe gururlandırmıyor değil. Fakat şu da bir gerçek ki bu başarıyı elde ederken yaşadıklarını kimsenin yaşamamasını dilerim. Neyse konumuz bu değildi.
Kendinizi diziye kaptırdığınızda gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanmış gibi düşündürse de ne yazık ki hikaye gerçek değil. Bu arada Mr. Shaibel’in hakkını yemediler mi dizi de, sanki dizinin sonlarına doğru bir iade-i itibar yapabilirlerdi. Neyse konuyu dağıtmayayım. Dizideki satranç maçlarının yıllar önce oynanan gerçek maçlar olduğu bilgisini diziyi izleyenleri şaşırtmayacaktır. Hatta bir çok bölümde Stefan Zweig’ın Satranç’ının esintilerini fazlasıyla hissettim.
The Queen’s Gambit’in, 1960’lı yıllarda geçmesi nostaljik bir hava katarken aynı zamanda kullanılan kostümler ve mekanlar oldukça etkileyici. Aynı hissi daha öncesinde “Anne with an E” dizisinin mekan ve kostümlerinde de hissetmiştim. Beth’in hayatı satranç dehası haricinde oldukça sıradan gibi gözükse de dizide asla böyle hissetmiyorsunuz. Bu sebeple bu kadar güzel bir hikayeyi evlerimizde kalarak geçirdiğimiz bu iç karartıcı günlerde kısa zamanda bitirmek biraz üzüyor.
Dizinin bu kadar ünlenmesiyle birçok kişi acaba dizinin ikinci sezonu ne zaman yayınlanacak gibi bir soruya kapıldı. Eğer diziyi izlemediyseniz üzülerek hatırlatmak isterim ki uyarlandığı kitaptaki tüm konular bir sezonda işlendiği için dizinin ikinci sezonu ne yazık ki olmayacak. Fakat bu kapitalist dünyada para eden birşeyi yapımcılar devam ettirmek isterlerse onları para dışında hiçbir şey durduramaz. Çünkü Game Of Thrones gibi bir dizi de kitabın tamamının işlenmesine rağmen kendilerini esen rüzgara kaptırıp diziyi devam ettirdiler, bilenler bilir.
Dizinin finalinde keşke devamı olsaydı diye düşünüyorsunuz ama tadında bitmesi ve devamının olmayacağını bilmeniz ayrı bir değer katıyor. Son olarak eğer The Queen’s Gambit’i izlemediyseniz evlerde kaldığımız bu sokak kısıtlaması günlerinde açın ve izleyin. Pişman olmayacağınıza eminim. Şimdiden iyi seyirler. Diziyi izlemek için Netflix abonesi olmanız gerekmektedir.
Ek bilgi: Queen’s Gambit her ne kadar dilimize Kraliçenin Gambiti olarak çevrilse de, bizde Vezir Gambiti olarak adlandırılan bir satranç açılışıdır. Gambit; bir oyuncunun avantaj elde etmek için bir veya daha fazla piyonu ya da küçük bir taşı feda ettiği açılışlara verilen isimdir, bir nevi Kraliçenin Fedası olarak da çevrilebilir.
İlk yorum yapan siz olun