Selam herkese! Bugün sizlere son zamanlarda üzerinde düşündüğüm bir konudan bahsedeceğim: Sıkılmak. Evet, yanlış duymadınız, sıkılmaktan bahsediyorum. Bu, yıllar boyunca kötü bir üne sahip olan bir durum gibi gözükebilir, ancak sürekli olarak içinde bulunduğumuz bu yoğun ve bağlantılı dünyada, sık sık sıkılmak aslında birçok fayda sağlayabilir, özellikle de üretkenlik açısından.
Sorunlar ve Bilgi Karmaşası
Şu anki dünyada, sürekli olarak bilgiye maruz kalmamızın ve her an bir cihazdan diğerine atlayarak sürekli meşgul olmamızın bir sonucu olarak, sık sık sıkılmıyor muyuz? Sosyal medya platformları, trendleri takip etmek, ne yapmalı ve kimleri izlemeli gibi sürekli bilgi bombardımanına tutuluyoruz. İşte bu durum, hayatımızın dağılmış bir hal almasına neden oluyor. Bu, birçoğumuzun karşılaştığı bir durum olabilir, ancak son zamanlarda her şeyin birbirine gürültü gibi geldiğini hissediyorum. Çevrimiçi dünyada her şey birbirinin kopyası gibi görünmeye başlıyor ve bu karmaşa içinde hem bu gürültüyü anlamaya çalışan hem de dünyanın hızına yetişmeye çalışan biri olarak, bazen bunaltıcı olabiliyor.
Farklı Bir Bakış Açısı: Sıkılmak
Ancak, bu sıkılmak durumunu bir antidot olarak kullanmayı düşünmeye başladığımızda, ilginç sonuçlar elde edebiliriz. Bir süre önce Austin Kleon’un “Sanatçı Gibi Çal” adlı kitabını okurken bu konuda ilham aldım. Kitapta, üretken insanların zaman zaman sıkılmaları gerektiğini ve sadece hiçbir şey yapmamaya zaman ayırmaları gerektiğini belirtiyor. Peki, bu fikri birkaç gün boyunca uygulamaya karar verdim. Acaba üretkenliğime, fikirlerime bir etkisi olur mu? Belki bir tür detoksa ihtiyacım vardır. Bu deneyi her gün bir veya iki saat boyunca yapmak ne kadar zor olabilir ki?
Deneyimlerim ve İlk Günler
İşte böyle başladım bu deneyi yapmaya. İlk gün gayet iyiydim. İlk iki dakika için gerçekten iyi gidiyordum. Ama sonra alışkanlıkla telefonumu elime almamak için kendimi zor tuttum. İronik değil mi? Tam da bu deneyi bilinçli olarak yapmaya çalışıyorum, ama telefonumu almak alışkanlığımız olmuş, inanılmaz! İşte, işlerin ne kadar karmaşık olduğunu gösteren bir örnek.
Sıkılmak ve Yaratıcılık
Daha az uyarılmış bir durumdayken ilginç şeyler olmaya başlıyor. Zihnimiz rahatlayıp, sorunları üretken bir şekilde çözmeye başlayabiliyor ve içimizdeki fikirler kök salıp büyüme fırsatı bulabiliyor. Duşta ya da yolculukta en iyi fikirlerimizi bulduğumuz gibi, vücudumuz otomatik pilota geçer ve zihinlerimiz başka bir dünyaya dalabilir. Aslında sıkılmak, sadece hiçbir şey yapmamak anlamına gelmez. Bulaşıkları yıkamak, çamaşırları katlamak, yürüyüşe çıkmak gibi normal ve günlük şeyler yapmak da sıkılmak anlamına gelebilir. Tek yapmamanız gereken şey, zaman geçirmek için telefonunuza uzanmak. İlginç olan şu ki, sıkılmak genellikle bilinçli bir şekilde peşinde koştuğumuz bir şey değil, ancak dünyada çok fazla her şey olduğu için birçok problemle karşılaşıyoruz. Çok fazla olasılık, çok fazla seçenek… Bu yüzden sıkılmak için zaman ayırmak, en azından başlangıçta, odak gerektirebilir.
Deneyimlerim ve Sonuçlar
Bu deneyi bir hafta boyunca yapmaya başladım ve günler geçtikçe daha da kolaylaştı. Sıkılmayı daha çok kabullenmeye başladım. Yeni fikirlerin ve hatta eski fikirlerin birden ortaya çıkmasını görmek gerçekten ilginçti. Öğleden sonraları bir veya iki saat belki çok uzun gibi görünmeyebilir, ancak zaman içinde gerçekten bileşik bir etki yaratabilir. Bu zamanı bilinçli bir şekilde kullanmak, sıkılmayı kucaklamak ve neler ortaya çıkabileceğini görmek gerçekten önemli. Çoğu zaman yeni fikirler üretmek veya ilham bulmak için ihtiyacımız olan her şeye sahibizdir. Ama bu fırsatı yaratmak için zaman ayırmamız gerekiyor. Ne çok fazla, ne de çok az, sadece işimize geri döndüğümüzde hazır hissettiğimiz kadar. Bu, belki de üretkenliğimizi besleme konusunda alternatif bir bakış açısıdır.
Sonuç Olarak
Steve Jobs bir zamanlar şöyle demiş: “Sıkılmak, merakı tatmin etmeye izin verir. Ve merakla, her şey gelir.” Sıkılmak bazen en iyi fikirlerimizi bulduğumuz veya ilham aldığımız anlar gibi görünse de, zaman zaman bu sıkılma anlarına yönelmemiz gerektiğini düşünüyorum. Sadece bir aydır bunu deniyorum ve günler geçtikçe daha da alıştım. Belki de zaten yeni fikirler bulmak veya çevremizdeki ilhamı bulmak için gereken her şeye sahibizdir. Ancak bunu gerçekten kolaylaştırmak, ihtiyacınız olan zamanı oluşturmak meselesi. Ne çok fazla, ne de çok az, sadece işimize geri döndüğümüzde hazır hissettiğimiz kadar. Unutmayın, sıkılmak da bir sanattır ve bazen en iyi eserler sıkılmaktan doğar. İyi sıkılmalar dilerim!
İlk yorum yapan siz olun