Kendinizi çoklu görev (multi tasking) konusunda çok iyi biri olarak görüyorsanız maalesef size bazı kötü haberlerim var.
Çoklu görevi alışkanlık haline getirmiş olan kişiler neredeyse her konuda odaklı çalışan kişilerden daha kötüdür.
Sizi kırdığım için üzgünüm ama bu aslında bilimsel çalışmalarda da birçok kez kanıtlandı. En dikkate değer örneklerden biri, 2005 yılında King’s College’da yapılan bir deneydi. Bu deneyde, deneyciler IQ testlerini üç grup insana uyguladılar:
- İlk gruba IQ testi yapmaktan başka herhangi birşey yapılmadı.
- İkinci gruba sınav sırasında e-posta’larına bakmaları ve bildirim zillerinin aktif hale getirilmesine izin verildi.
- Bu grup ise şarhoş şekilde sınava girdiler, evet yanlış okumadınız, sarhoş.
Tahmin edebileceğiniz gibi, ilk grup diğer iki gruptan daha iyi performans gösterdi. Burada herhangi bir sürpriz yok.
İşin ilginç kısmı şu: e-postalarına bakanlar aslında sarhoşlardan daha kötü bir performans gösterdiler.
Peki neden?
Doğru, e-postanızı kontrol etmek gibi basit şeylerle bile çoklu görev yapmaya çalışmak, üretkenliğinizi gerçekten etkiliyor.
Bu, düşündüğünüzde de mantıklı geliyor. Örneğin, hangisi daha kolaydır: Odaklanıp önemli bir rapor üzerinde çalışmak mı, yoksa biriyle sohbet ederken bu raporu yazmak mı? Bu sadece daha zor değil, neredeyse imkansız. Bu nedenle rapor ile sohbet arasında bir karar vermek zorundasın.
Dolayısıyla, üzerinde çalışmanız gereken önemli bir görev olduğunda: cep telefonunuzu kapatın, e-postanızı kontrol etmeyin en azından bildirimleri kapatın, en sevdiğiniz bloga, sosyal medyadaki ıvır zıvıra göz atmak için her on dakikada bir ara vermeyin. Yani ya tam çalışma modunda olun yada tam dinlenme modunda. Arada garip, yarı verimli olabileceğiniz gri bir alan yok.
Okumaktan büyük keyif aldığım Cenk Tekin‘in verimlilik ile ilgili yazı dizisine kendi blog sitesinden erişebilirsiniz.
İlk yorum yapan siz olun