“Değişim, bir gecede gerçekleşmez.” Basit ama etkili bir cümle. Hepimiz hayatımızın bir noktasında değişmek istemişizdir. Daha disiplinli olmak, daha sağlıklı yaşamak, daha mutlu hissetmek… Ancak bazen bu değişim süreci gözümüzde büyür, yorucu gelir ve hatta içten içe bir korku yaratır. Çünkü değişim, bir konfor alanını terk etmek demektir. Ve her zaman, gerçekten değişmemiz gerekip gerekmediğini sorgulamadan bu yola gireriz.
Ben de geçmişte kendimi değiştirmem gerektiğine inanarak birçok girişimde bulundum. Ama bazen, dönüp baktığımda aslında değişmesi gereken şeyin ben değil, bakış açım olduğunu fark ettim. Değişimi her zaman bir zorunluluk gibi gördüğümüzde, aslında olduğumuz kişiyi yeterince takdir etmiyor olabiliriz. Evet, gelişmek güzel bir şey ama peki ya olduğumuz kişi zaten yeterince iyiyse?
Değişimin Gerekliliği: Gerçekten Değişmek Mi Lazım?
Toplum, sosyal medya, iş hayatı… Sürekli bir şeyleri değiştirip daha iyi hale getirmemiz gerektiğini fısıldıyor. Ama gerçekten her zaman değişmek zorunda mıyız? Belki de bazen asıl mesele, değişmek değil, kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek ve bazı eksiklerimizle barışmak.
Örneğin, eğer bir konuda sürekli başarısız oluyorsak, bu illa ki yeterince çaba göstermediğimiz anlamına mı gelir? Belki de o şey bizim için doğru değildir. Bir enstrüman çalmayı öğrenmek isteyip de bir türlü ilerleyemiyorsan, belki de gerçekten içinde bu isteği taşımıyorsundur. Ya da daha fazla spor yapmayı hedefleyip her seferinde pes ediyorsan, belki de bedenin ya da zihnin o kadar sert bir değişime hazır değildir.
Kendimizi sürekli bir projeymiş gibi geliştirme baskısı hissettiğimizde, asıl önemli olanı kaçırabiliriz: Kendimizi anlamak. Değişmek istememizin sebebi gerçekten içten gelen bir arzu mu, yoksa dışarıdan gelen bir beklenti mi? İşte bunu ayırt etmek, en kritik nokta.
Eğer Değişmek İstiyorsan…
Tabii ki bazen değişmek kaçınılmazdır. Bir alışkanlığı bırakmak, daha sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek ya da daha mutlu hissetmek için bazı şeyleri değiştirmek isteriz. Ama burada önemli olan şey, bu sürecin sancılı ve mükemmel olmak zorunda olmadığıdır.
Değişim bir yolculuk, evet, ama bu yolculuğun bir son noktası yok. İnsanız, her gün farklı hissedebilir, farklı kararlar alabiliriz. Önemli olan kendimizi bir yarışta gibi hissetmek yerine, kendi hızımızda ilerlemek. Küçük adımlarla başlamak, kendimize karşı daha sabırlı olmak ve en önemlisi, değişemediğimiz zamanlarda bile bunun bir başarısızlık olmadığını kabul etmek.
Belki Değişmemen Gerekiyordur?
Kimi zaman gerçekten değişimden çok kabullenmeye ihtiyacımız olur. Her eksikliğimizi gidermeye çalışmak yerine, bazen “Evet, bu benim ve ben böyle de iyiyim.” diyebilmek daha büyük bir huzur getirebilir.
Değişmek istememiz gerektiği fikrini sorgulamak da bir farkındalıktır. Herkes gibi olma baskısı hissetmeden, gerçekten ne istediğimizi anlamak belki de asıl gelişimdir.
Peki ya sen? Hiç değişmen gerektiğini düşünüp sonra aslında bunun şart olmadığını fark ettiğin oldu mu? Ya da değişmek için adım attığında zorlandığın noktalar nelerdi?
İlk yorum yapan siz olun